---
alıntı ---
bundan sonrasını mustafa kemal şöyle aktarmaktadır.
- niçin kaçıyorsunuz? dedim.
- efendim düşman…
- nerede düşman?
- işte… diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
gerçekten de düşman bana, benim askerlerimden de yakın. düşman bulunduğum
yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecek. o zaman bir mantıkla mıdır, yoksa
bir iç güdü ile mi, bilmiyorum, kaçan erlere:
- düşmandan kaçılmaz, dedim.
- cephanemiz kalmadı, dediler.
- cephanemiz yoksa süngümüz var, dedim ve bağırarak:
- süngü tak, dedim. yere yatırdım. erler yere yatınca düşman da yere yattı.
kazandığım an, bu andır. düşman ne yapacağına karar verinceye kadar 57. alay da
conkbayırı’ na yetişti.
daha sonra 19. tümenin öteki alaylarını da emrine alan mustafa kemal, düşmana
karşı daha etkili bir taarruz başlattı. kocaçimen platosunun düşmanın eline geçmesi
önlendi ve çanakkale savunmasının temeli atıldı.
mustafa kemal, o gün arıburnu kuvvetleri komutanı olarak verdiği emirde şöyle
diyordu:
- ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. biz ölünceye kadar
geçecek zamanda yerimizi başka kuvvetler alabilir. mustafa kemal, bu savaşlarda, durumu çabuk kavramak ve çabuk karar vermek, sorumluluktan çekinmemek gibi davranışlarıyla kendisinde büyük komutanlık nitelikleri olduğunu meydana çıkarmıştır.
---
alıntı ---
türk askerinin ne denli cesur ve vatanı için ölüme gözü kapalı giden yüce bir ordu olduğunu ve gazi mustafa kemal atatürk'ün komutanlık ve yönetim becerisini gözler önüne seren olaydır,sözdür.